4.000 sosyal çalışmacı bir seçim kampanyası mı düzenledi?
ANKARA – Seçimlere giden süreçte özellikle dar gelirli kesimleri vuran ekonomik sıkıntıların seçim sonuçlarını da etkileyeceği düşünülüyordu. Pek çok siyasi ve sosyolojik analizde “geçim pahalılığı 22 yıllık Erdoğan iktidarını bitirir” yorumları yapıldı. Öyle ki muhalefet, patates ve soğan fiyatlarına yapılan zamlara dikkat çekerken, “patates ve soğan” seçim kampanyasının simgesi haline geldi.
Ancak 15 Mayıs’ta açıklanan sonuçlar, iktidar seçmeninin tercihini ekonomide yaşanan sorunların şekillendirmediğini, yoksulluğun ve satın alma gücündeki düşüşün seçmenler üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını gösterdi. Cumhur İttifakı 49,47 oyla liderliği ele geçirdi; Bir anlamda Türkiye’nin yarısının onayını aldı.
İnsan Hakları Okulu akademisyeni Nail Dertli’ye göre, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yürüttüğü Ulusal Hanehalkı Ziyaretleri ve Aile Destek programları hükümet seçmeninin tercihinde etkili olmuş olabilir.
SEÇİM İLE YARDIM PROGRAMLARI
İnsan Hakları Okulu’nda yürütmekte olduğu Sosyal Haklar dersi için sosyal yardım bilgilerini düzenli olarak incelediğini belirten Sıkıntılı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2022 yılı faaliyet raporunda iki kritik yardımın başlangıç ve bitiş tarihlerinin yer aldığını belirtti. programlarının dikkatlerini çektiğini belirterek, “Bu iki kritik sosyal yardım programı seçime 10 gün kaldı. Baktım ki 11 ay önce uygulandı, seçimin hemen ardından Mayıs ayında bitti” dedi.
‘HÜKÜMET SEÇİM ÖNCESİ SOSYAL YARDIM KALIPLARININ DIŞINA ÇIKIYOR’
Seçim öncesi uygulanan bu yardım programlarından birinin de “Aile Destek Programı” olduğunu ve bu programın Türkiye’deki sosyal yardım modelinden tamamen farklı olduğunu söyleyen Kaygılı, bu farkı şöyle anlattı:
“Türkiye’de sosyal yardımlar çok katı bir ‘hak eden-hak etmeyen’ ayrımıyla yürütülüyor. Bu bağlamda, yaşlılar, engelliler ve kadınlar, toplumsal cinsiyet normlarına uydukları ve nakdi sosyal yardımlara erişebildikleri ölçüde ‘fakiri hak eden’ olarak tanımlanmaktadır. Örneğin 65 yaş gibi eşi vefat etmiş kadınlara yapılan yardım konusunda. Buradaki kritik nokta şu: Çalışabilecek durumda olan kadın ve erkekler çoğu zaman nakdi yardım programlarının dışında tutuluyor ve bu sıkı bir şekilde uygulanıyor. Ayrıca sosyal yardım uygulamalarında sıkı bir sigorta kontrolü uygulanmaktadır. Sigortalı bir işte çalışıyorsanız veya emekli iseniz, nakdi sosyal yardımlardan yararlanamazsınız. Bu da sıkı bir şekilde uygulandı. Ancak seçim öncesi uygulanan bu Aile Destek Programı bu kalıpların dışına çıkıyor. İlk kez çalışacak yoksul ve yoksul emeklilere yardım etme olanağı sağlıyor.”
‘SEÇİMDEN ÖNCE GELEN VE KULLANILMAYAN BİR YARDIM PROGRAMI’
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çalışan yoksullar ve yoksul emeklileri kapsayan bu yardım programıyla hükümetin rutin yardım dağıtım standardının dışına çıktığını belirten Kaygılı, “Alışık olmadığımız bu yardım dağıtım programı. , Haziran 2022 ile Mayıs 2023 arasındaki dönemi kapsıyor. Yani seçime tam 11 ay var. Faaliyet raporunda 2022 yılı sonu itibarıyla 3 milyon tek haneye ulaşıldığı ve bu hanelere 13 milyar liralık yardım yapıldığı belirtiliyor. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki turlu ayında sona erecek olan programdan kaç kişinin yararlanacağını henüz bilmiyoruz. Bu yardımlar 850 liradan 1250 liraya kadar değişiyor” dedi.
‘SİYASİ TERCİH İÇİN YAPILDIĞINI GÖRÜYORUZ’
Dikkat çeken ikinci yardım programının Ulusal Hanehalkı Ziyaretleri Programı olduğunu vurgulayan Tanıklı, “Bakanlığa göre bu program sadece hane ziyaretlerinin yapıldığı ve ihtiyaçlarının belirlendiği bir program. Ama bu geçerli değil. Çünkü bakanlığın Entegre Sosyal Yardım Sistemi diye bir yazılımı var. Bu sistem sayesinde Türkiye’deki haneler gelir, mülk, istihdam ve demografi gibi her türlü bilgiye ulaşabilmektedir. Son derece gelişmiş bir sistem. Yine raporda il ve ilçelerde kurulmuş 1003 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı olduğu belirtiliyor. İhtiyaç sahiplerini tespit etmek bu vakıfların görevidir. Bu nedenle, bu program belirtilen amaca tam olarak uymuyor. Bu yardım programının siyasi kayırmacılık amacıyla düzenlendiğini görüyoruz” dedi.
‘SEÇİM ÇALIŞMASININ 4 BİNDEN FAZLA SOSYAL YARDIM ÇALIŞANIYLA ORGANİZE OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUM’
Kaygılı, AK Parti’nin iktidarda kaldığı 20 yıllık süreçte sosyal yardımlar konusunda halkı bilgilendirme çalışmaları yapmadığını, hanelerin ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde belirlemediğini ve sosyal yardımları hak temelli düzenlemediğini belirtti. temelli bir temele oturttuğunu belirterek, “Yardımlarla ilgili planlarda hep mevzuatı esnetebileceği alanlara yer verdi. Parti yöneticilerinin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına katılması ve bu yardımlara parti yöneticileri aracılığıyla erişilmesi gibi. Dolayısıyla 20 yıl sonra evlere tek tek gidip fakirlerle ilişki kurmanın farklı bir anlamı olmalı.”
Ulusal Ev Ziyaretleri programının ilk 5 ayında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına 509 milyon lira aktarıldığını ve 3 milyon 300 bin yoksul hanenin ziyaret edildiğini söyleyen Kaygılı, “Seçim kampanyası yapıldığını tahmin ediyorum. bu program kapsamında sahada görev yapan 4 bini aşkın sosyal yardım çalışanı tarafından gerçekleştirilmiştir.”
‘SİYASİ BİR PARTİ SEÇİM İŞİNİ HALK ELİNDEN YÜRÜTÜR’
Kaygılı, AK Parti’nin Aile ve Sosyal Politikalar Milletvekili adayı olması sonucunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın bir partinin seçim çalışmalarını yürüttüğünü, o bakanlıkta görev yapan kamu görevlilerinin de bir partinin siyasi faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydetti. Parti. partinin seçim çalışmasının bir parçası olur. Bahsettiğimiz bu son iki programın her ikisi de, seçim çalışması için yoksullarla ilişkilerini kuran kamu destekli bir siyasi parti olarak karşımıza çıkıyor.”
‘SEÇİMDEN HEMEN SONRA BİTEN YARDIM PROGRAMLARI SEÇİM YATIRIMIDIR’
Kaygılı, her iki programın da seçim dönemine denk geldiğini ve seçimin bitmesiyle birlikte programların da sonlandırıldığını vurgulayarak, “Yalnızca seçim sürecini kapsayan bir yardım programı olmasaydı bunu olumlu bir adım olarak görürdük. Çünkü Türkiye’de kamusal sosyal yardım yok. Bu nedenle kişiler, uygunluk koşullarına sahip oldukları halde yardım başvurusunda bulunamazlar. Hatırlarsanız bundan birkaç yıl önce fakir bir evde yaşayan kişiler siyanür içerek intihar etmişti. Bu nedenle Türkiye’de sosyal yardımlara ulaşamayan ve sosyal yardımlardan dışlanan bir kitle var. Bu nedenle devletin haneleri tek tek ziyaret ederek sosyal yardımları anlatması ve bilgilendirmesi olumlu bir etkinlik olarak değerlendirilebilir. Ancak bunu seçim döneminde ve sadece seçime kadar uygularsanız ve sonrasında devam ettirmezseniz seçim yatırımından başka bir şey olmayacaktır. Çünkü mayıs ayından sonra bu ziyaretler birebir yoğunlukta devam etmeyecek” dedi.
‘KILIÇDAROĞLU FAKİR, EMEKLİLERLE KONUŞURKEN EVLERE ELEKTRİK GİRİYOR’
Türkiye’deki olumsuz ekonomik tabloya rağmen AK Parti ve Erdoğan’ın oylarının azalmadığı tartışmalarını hatırlatan Kaygılı, “Gelir dağılımının bu kadar bozulduğu, hayatın karardığı bir süreçte yoksulların isteği iktidara nasıl sağlanır? pahalılaşmak mı?” İşte soru, fakirlerle yüz yüze. Kurulan toplantıların etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bakanlık bu toplantıların yarım saat sürdüğünü söylüyor. Programın ilk 5 ayında 3 milyon 300 bin hane ile görüşüldüğünü ve toplamda 6 milyon haneye ulaşıldığını söyleyebiliriz. İktidar 6 milyonu aşkın yoksul hane ile yüz yüze çıkar ilişkisi kuruyor ve yardım edilmesini umuyor” Bu nedenle bu programlar AK Parti’nin oylarını eritmede etkili olmuş olabilir. Muhalefet hep sesleniyor. Kılıçdaroğlu bir yandan emeklilere ve yoksullara sesleniyor, bir yandan da iktidar ev ziyaretleri ve yardımlarla doğrudan bağlantı kurabiliyor” dedi.